Türk Toplumuna Farklı Bir Bakış | Sinek ve Uçak

   Son günlerde yaşanan gelişmeler zihnimi ciddi anlamda gıdıklamaya başladı. Normalde gıdıklanan insan güler ya ama nedense beni güldürmüyordu artık bu, daha çok rahatsız ediyordu. Hani küçükken arkadaşlarımızı güldürmek için gıdıklardık ama bunu uzun süre yaptığımızda sinirlenirdi, şaka k*kaya dönerdi. Aynen öyle hissediyorum. Dünyanın hiçbir ülkesinde insanların değerleri bu kadar kaşınmamıştır. Bu kadar üstüne gidilmemiştir herhalde. Biri ortaya birşey atıyor hadi bakalım tartışın diyor. Ne kadar farklı şeye inanırsak inanalım buluşacağımız ortak nokta insan olmak değil midir? Karşılıklı hoşgörü değil mi? Anlaşılan cevap: "değil" in Turkey. Ama neden ?
   Birgün bakıyorum laikliği tartışıyoruz; o konu kapanıyor ertesi gün "Türk müyüz, Müslüman mıyız"ı tartışıyoruz; o konu kapanıyor bu seferde Türkiyeli mi olalım Anadolulu mu"; o konuda kapanıyor bu sefer de "Allah mı Tanrı mı"...."Asansöre kadın binebilir mi, binemez mi"........"Şeriat mı, Cumhuriyet mi"........."Kafir Kemal mi, Müslüman Atatürk mü?"..."Latin Alf. mi, Arap Alfabesi mi"....."Asker yemek duasında Tanrı mı desin, Allah mı desin "...... diye uzayıp gidiyor. Asıl ilginç olan ne biliyor musunuz? Bu sorular hiç bitmiyor. Tam bitti problem kalmadı diyoruz, yeni birşey çıkıyor. Yeni birşey bulamadılar mı, bu seferde, annemin dediği gibi, eski şeyleri ısıtıp ısıtıp önümüze koyuyorlar.

   Olayın bir diğer aşaması geçeyim. Bu problemler önce toplumun önüne sunuluyor. Sorular gayet saçma sapan ve cevapları ise çok basit ama cevapları bizim bulmamızı istemiyorlar, cevapları da onlar sunuyor. Cevaplar sunuluyor ama önemli olan bir şık seçmek değil zaten. Önemli olan toplumu kutuplaştırabilmek. Haydi soruları biraz inceleyelim :

1. Soru: Latin alfabesine neden geçtik ?

Şıklar:

A) Kuran okumayalım kafir kalalım diye

B) Modern çağdaş olup dinleri bir köşeye korkusuzca atabilelim diye

C) Bunu neden tartışıyoruz, nasıl bir sonuca varmak istiyoruz ki ?
  

2. Soru: Atatürk neden içki içer ?

Şıklar:

A) Çünkü o kafir Kamal, her türlü şeytanlığı yapar o.

B)Çünkü o modern bir insan, din dayatmalarını kabul etmez

C) Bunu neden tartışıyoruz, nasıl bir sonuca varmak istiyoruz ki ?

3. Soru: Asansöre bir kadın ve erkek aynı anda binebilir mi ?

Şıklar:

A) Binemez, şeriata göre yanlıştır, erkek azabilir.

B) Tabi ki biner, ıyy pislik dinciler, biz modern Kemalistleriz. Atatürkün askerleriyiz heyyy!

C) Bunu neden tartışıyoruz, nasıl bir sonuca varmak istiyoruz ki ?

   Yukarıdaki soruları ve cevapları dikkatle okursanız A şıkkının sahibinin über imanlı(!), B şıkkının sahibinin über modern(!), (buradan gayet net anlaşılıyor ki amaç kutuplaştırmak...)C şıkkının sahibinin ise tartışmanın amacını anlamaya çalışan insana ait olduğunu anlarsınız. Şimdi küçük bir eşleştirme yapacağım, sonra gerçek hayatı bir hikaye aktararak anlatacağım ve sonra da gerçek hayatta ne olduğunu göstereceğim. O zaman başlıyorum:

   Haydi A şıkkını seçen cennetlik arkadaşımıza imanlı-haysiyetli insan diyelim, B şıkkını şeçene laik-modern insan, C şıkkını seçene ise şüpheci insan diyelim ve hikayemize başlayalım:

-------------------

   Günlerden birgün X firmasının bir uçağı İstanbul-Ankara seferi yapacaktır. Uçağa 3 tip insan binmiştir. Bunlarda 1.si 10 kişilik imanlı-haysiyetli insanlar, 2.si 10 kişilik laik-modern insanlar,3.sü ise 3 kişilik şüpheci insanlardır. Bir süre sonra uçak havalanır. Pilot bir anons yapar:

- Uçağımız irtifa kaybediyor sanırım düşeceğiz. Toplam 50 tane paraşütümüz var hepimize fazlasıyla yeter, yavaş yavaş tahliye olalım, yeterli süremiz var.

Sonra yolcuların arasından bir ses çıkar ama sahibi belirsizdir:

- Hey, uçağın içindeki şu sineğe bakın onun orda ne işi var? Bu sinek kesinlikle pilotun dikkatini dağıtmıştır. O yüzden düşüyoruz. Bunu buraya kim somuş olabilir ki acabauauau.....

der, sinsice. Uçağın içinde bir uğultu başlar. İmanlılar der ki: "Biz Allah'tan korkar, yapamayız kesin siz modern gavur özentileri yaptınız.". Modernler der ki: "Sizi kafa kesici caniler, kesin siz yaptınız, zaten canlı olup duruyosunuz da.." Bu şekilde bağrışmalar devam eder. Bu kargaşada tartışmanın tohumlarını eken adam çoktan paraşütünü takıp atlamıştır.

Peki şüpheci insanlar ne diyor: "Hey durun durun arkadaşalr, uçak düşüyor sineği şuan neden tartışıyoruz" der ama tartışma o kadar alevli ki 3 kişiyi kimse tınlamaz çünkü onlar azdır, bu yüzden haklı olamazlarda zaten. Şüpheci 3 kişi camdan dışarı bakar ve görür ki, fitne sahibi çoktan canını kurtardı, büyük ihtimalle uçağı bozanda oydu zaten. Şüpheciler üzüntü içerisinde paraşütlerini takar ve atlarlar ama yaşamalarının ne anlamı var ki, kardeşleri öldükten sonra...

-------------------

  Anlayacağınız üzere burada A ve B şıklarını seçenler toplumun kutuplaştırılan kısmını C şıkkını seçenler mantığı temsil ediyor. Uçağı düşürmeye çalışanlar var ama biz uçağın içindeki sineği tartışıyoruz. Büyük çerçeveyi göremiyoruz. Sizin dikkatinizi dağıtanlar hep olacak, lütfen aklı selim olalım. Dikkatli olalım. Küçük şeylere odaklanmayalım.

   Gerçek hayattan örnek vereyim bir de, bu A şıkkını seçenler torpil ile devlet kadrolarına yerleşir, devletin malı deniz mantığıyla yer bitirir, sömürür; hak hukuk hep ondandır, öyle de olmalıdır, çünkü imanlıdır o. B şıkkını seçen daha sosyal olduğu için özel sektörde yürür gider, sırf muhalefet olayım diye devamlı saçmalar. C şıkkını seçen o 3 kişi ne yapar biliyor musunuz? Beyin göçü...Malesef evet, durum bu. Ne kadar anlatmaya çalışsa da lafını kimse dinlemez çünkü. Ezmeye, aşağılamaya çalışırlar devamlı. Artık yılar ve hakkını veren yerlerde işini en ahlaklıca yapar vesselam.

 Türk milleti olan bizler "Aptal mıyız saf mıyız?" Aziz Nesin'e göre aptal Bilge Kağan'a göre safız, temiz kalpliyiz. Peki hangisi haklı? Ceza der ya: Kim bilir kimin ışığı yok, kim bilir kimin güneşi çok? Kim haklı sorunun cevabını bilmiyorum. Bilen olduğunu da sanmıyorum. Benim bildiğim şey: aptal da olsak safta olsak, AKILLANABİLİRİZ!!!. Ama nasıl ? Basit:

   OKUYARAK,SORGULAYARAK,YORUMLAYARAK,AKLIMIZI BAŞKALARINA KİRALAMAYARAK...  KISACASI AKLIMIZI KULLANARAK.


Kendinize iyi bakın, kalın sağlıcakla...